89 günlük yaz tatilini iyi değerlendirmenin ipuçları
Tekrar et, unutma!
İlköğretim ve lise öğrencileri, uzun yaz tatilinde dinlenme ve eğlencenin yanı sıra ders eksikliklerini de giderebilecekler. Uzmanlar, yaz tatilini en yararlı biçimde kullanmaları için öğrencilere önerilerde bulundular.
Bu yıl ilk kez karne tatili cuma yerine salı günü başladı. 183 gün okula giden toplam 13 milyon 900 bin öğrenci, 89 günlük uzun yaz tatilinde gönüllerince eğlenmeyi planlıyor. Ancak, her öğrencinin karnesi aynı değil. Kimi sınıf tekrarı yapacak, kimi başarısız olduğu derslerin bütünleme sınavına girecek. Bu eğitim-öğretim dönemini iyi bir karneyle kapatan öğrencilerin, tatili verimli ve etkin kullanmaları bir sonraki sene için çok önemli. Tatilde eğlenmek ve dinlenmek çok önemli; ancak, derslerle ilgilenmek de gerekiyor.
Son birkaç yıldır tatilde öğrenciye ödev verilip verilmemesi konusu tartışılıyor. Bu konu bin netliğe kavuşmadı. Fakat uzmanlar, tatilde ders çalışılması gerektiğinin altını çiziyorlar.
Eksik bilgi edinmeyin
Uzmanlara göre, öğrendiklerimizin yüzde 80'ini bir gün sonra unutuyoruz. Sürekli öğrendikçe sürekli unutuyoruz. Oysa her öğrenme bir önceki üzerine inşa ediliyor. Eksik bilgilerin üzerine yapılan öğrenme ise verimli sonuçlar vermiyor. Kötü zemine inşa edilmiş bir binanın ayakta duramaması gibi, eski bilgilerde eksikler olması da yeni bilgilerin tam ve bilinçli olarak öğrenilmesini engelliyor. Bu durum öğrenciler için büyük bir sorun. Çünkü, sınavlarda başarılı olabilmek için öğrenilen bilgilerin unutulmaması gerekiyor. Unutmamanın tek yolu ise tekrar etmek.
Uğur Kariyer Merkezi Danışmanı, Rehber Öğretmen Turgay Polat, tekrar çalışmalarının en iyi yapılacağı zaman diliminin 'tatil' olduğunu söylüyor. Polat, "Yaz tatilini iyi değerlendirip konuları tekrar etmiş olanlar, bir sonraki yıl için iyi bir öğrenme zemini oluştururlar" diyor. Rehber öğretmen Turgay Polat, öğrencilerin yaz tatilini en etkin ve en verimli şekilde nasıl değerlendirecekleri konusunda tavsiyeler de verdi.
Psikolog tavsiyeleri
Aileler çocuklara karne ile ilgili olumsuz düşüncelerden söz etmemeli.
Okul tatil olunca çocuk aniden boşluk yaşar. Yaz programı için çocuğun da görüşü alınmalı ve birlikte karar verilmeli.
Çocuk, 'yaz aylarında yük oluyorum' duygusunu yaşamamalı.
Yazın aile içi iletişim güçlendirilmeli.
Yaz ödevleri sık sık gündeme gelmemeli.
Karne başka çocukların karnesiyle karşılaştırılmamalı.
Bu yaptığın emeklerimi boşa çıkardı şeklinde cümleler kullanılmamalı.
Çocuğun fiziksel ve ruhsal gücünü aşan bir faaliyet olmamalı.
Çocuğa başarı korkusu yaşatılmamalı.
Karne, herhangi bir şeye sahip olma aracı olmamalı.
'Rahat et; bol bol uyu; çok yüz' demek yerine yaşam planı yapılmalı.
Tatilde Ders Çalışma
""En verimli tatil şu şekilde geçirilir"" diye kesin bir hüküm konulamaz; çünkü bireysel farklılıklar mutlaka olacaktır. Bu nedenle, her öğrenci kendi durumuna göre bir çalışma stratejisi belirlemelidir. Günün, haftanın ve tatilin sonunda ulaşılması düşünülen yeni hedefler belirlenmelidir. Bu hedefler öğrencinin çalışma isteğini kamçılayacak nitelikte olmalıdır. Hayali ve gerçekleşmesi imkansız hedefler, belli bir süre sonra öğrencinin ümidinin kırılmasına ve çalışma isteğinin azalmasına neden olabilir. Bu dönem içinde uygulanabilecek 4 temel strateji vardır. Her öğrenci kendi durumunu gözden geçirip buna göre bu uygulamalardan birini yapmalıdır.
1. Konu tekrarı yapmak: İnsan öğrendiklerinin % 75’ini bir hafta içerisinde, % 66’sını bir gün içerisinde, % 54’ünü de bir saat içerisinde unutur. Unutmayı önlemenin en iyi yolu yapılan tekrarlardır. Özellikle geçmiş konulardan çok fazla hatası çıkan öğrenciler genel tekrara ağırlık vermelidir.
2. Eksik kalan konuları tamamlamak: Konu eksiği fazla olan, konuları sınava kadar yetiştirememe korkusu yaşayan öğrenciler, tatilde önceliği eksik konularını tamamlamaya ayırmalıdır. Çünkü, eksik bilgilerin üzerine yapılan öğrenme verimli sonuçlar vermez, yeni bilgilerin tam ve bilinçli olarak öğrenilmesini engeller.
3. Çalışılmış olunmasına rağmen zayıf hissedilen derslere ya da konulara yoğunlaşmak: Örneğin öğrencinin matematikten çok fazla eksiği varsa, öğrenci tatil döneminde bu derslere daha fazla vakit ayırarak bu zayıflığını gidermelidir.
4. Yeni konular çalışmak: Konu eksikleri olmayan ve çalıştığı konulardan çok az soru kaçıran öğrenciler bu stratejiyi kullanabilirler.
KİTAP OKUMA
Öğrenciler için tatil, kendilerini geliştirmek için de çok iyi fırsattır. Bireyin kendini geliştirmesini sağlayacak en önemli etkinlik kitap okumaktır. Öğrenciler tatil boyunca bol bol kitap okuyacak vakte sahip olurlar. Kitap okumaya karşı ilgisi olmayan öğrencilerin kalıcı başarıları yakalaması çok zordur. Ayrıca tatilde kitap okumaya başlamak böyle bir alışkanlığa sahip olmayan öğrenciler için bu alışkanlığı kazanmaları, kitap okumanın keyfini yaşamaları açısından bulunmaz bir fırsattır. Bundan dolayı kitap okumak, iyi bir tatil programının olmazsa olmazlarındandır.
Peki tatil demek yoğunluklu olarak ders çalışmak, tekrar yapmak ve kitap okumak mı demek?
Tabii ki hayır. Senenin yorgunluğunun atılması, bedenin ve zihnin dinlenmesi ve rahatlaması da gerekir. Zaten okul olmadığından bunlara ayıracak bol bol vakit olacaktır. Bundan dolayı hazırlanılacak tatil programına zevk alınacak bir takım aktiviteleri de eklemek önemlidir.
Bu aktiviteler;
Sevilen ve zararsız televizyon programlarının izlenmesi,
Yaz okuluna gidilmesi,
Yakınların ziyareti,
Arkadaşlarla bir araya gelip ortak bir takım aktiviteler yapılması,
Hobilere daha çok zaman ayrılması şeklinde olabilir. Ancak, tüm bunları yaparken ölçülü olmak, ipin ucunu kaçırmamak da önemlidir.
Tatilde öğrencinin sağlığına da dikkat etmesi oldukça önemlidir. Tatil boyunca alınan besinlere dikkat etmek, öğünleri düzenli ve zamanında yemek, kalkış ve yatış saatlerinin düzenli olmasına çalışmak ve riskli aktivitelerden sakınmak sağlık için oldukça önemlidir.
Anne Babalara Öneriler
Öncelikle çocuğun düşük not almasının nedenlerini birlikte tartışarak çözümler üzerinde odaklaşılmalıdır. Aile içerisinde yapılabilecek toplantılarda çocuğun da bu karar içerisinde yer almasını sağlayarak sorumluluk bilincinin gelişmesine katkıda bulunulabilir.
Okul zamanında belli rutinlere (kalkış saati, çalışma saati vb.) alışmış çocuklar için, tatil zamanları kimi zaman yapacak bir şeyin bulunamadığı, sıkıcı geçen ""boş zamanlar"" halini alabilir. Tatilin başlangıcında görülen heyecan, heves geçmeye başlayınca, yeni uğraş ve aktivitelerle çocuğun vaktini eğlendirici ve eğitici geçirmesine yardımcı olunmalıdır.
Ara dönem ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte vakit geçirmeleri için çok iyi bir fırsattır. Bu zaman diliminde mümkün olduğu kadar birlikte zaman geçirilmeli, tatil birbirlerini daha iyi tanımak, anlamak ve birbirlerinin arkadaşlığından zevk almak için değerlendirilmelidir.
Çocuğun dönem boyunca sergilediği performans diğer çocuklarla karşılaştırılıp kıyaslanmamalıdır. Yetenek, ilgi ve beceri olarak bakıldığında her çocuğun kendine özgü özellikleri olduğu unutulmamalıdır.
Çocuğu önümüzdeki seneye motive etmek için kaygı ve tehdit yolu kullanılmamalıdır. ""Sen bu gidişle önümüzdeki sene sınıfta kalırsın; bu kadar çalışmayla başarılı olamazsın"" türündeki ifadeler kaygıyı arttırır, çocuğun özgüvenini azaltır.
Çocuk, her şeye rağmen, koşulsuz sevildiğini ve ona güvenildiğini hissetmelidir.
Ali YEŞİLDİREK
Yaz Tatilinde Neler Yapılmalı
2007-2008 eğitim ve öğretim dönemi bugün karnelerin dağıtılması ile sona erdi. 3 aylık yaz tatiline başlayacak olan öğrenciler 8 Eylül 2008’de yeni eğitim sezonuna başlayacaklar.
17 Eylül 2007 tarihinde startı verilen 2007-2008 eğitim ve öğretim yılı 14 Haziran 2008 tarihinde sona erdi. Bugün tüm okullarda düzenlenecek olan karne dağıtım töreni ile bir eğitim ve öğretim yılını daha sonlandıran binlerce öğrenci yaz tatiline başlamanın sevincini yaşıyor. Öte yandan 2008-2009 eğitim ve öğretim yılının başlangıcının da Milli Eğitim bakanlığı tarafından bir hafta öne alındığı bildirildi. Yapılan açıklamada 2008-2009 eğitim ve öğretim yılının 8 Eylül 2008 tarihinde başlayacağı bildirildi.
Uzmanlar, yaz tatilini en yararlı biçimde kullanmaları için öğrencilere önerilerde bulunurken, yaz tatilinin iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini kaydettiler. Son birkaç yıldır tatilde öğrenciye ödev verilip verilmemesi konusu tartışılıyor. Fakat uzmanlar, tatilde ders çalışılması gerektiğinin altını çiziyorlar.
Yaz tatili ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan uzmanlar, “Öğrendiklerimizin yüzde 80'ini bir gün sonra unutuyoruz. Sürekli öğrendikçe sürekli unutuyoruz. Oysa her öğrenme bir önceki üzerine inşa ediliyor. Eksik bilgilerin üzerine yapılan öğrenme ise verimli sonuçlar vermiyor. Kötü zemine inşa edilmiş bir binanın ayakta duramaması gibi, eski bilgilerde eksikler olması da yeni bilgilerin tam ve bilinçli olarak öğrenilmesini engelliyor. Bu durum öğrenciler için büyük bir sorun. Çünkü, sınavlarda başarılı olabilmek için öğrenilen bilgilerin unutulmaması gerekiyor. Unutmamanın tek yolu ise tekrar etmek” şeklinde açıklamalarda bulundular.
Uzmanlar, tekrar çalışmalarının en iyi yapılacağı zaman diliminin tatillerin olduğunu söyleyerek, "Yaz tatilini iyi değerlendirip konuları tekrar etmiş olanlar, bir sonraki yıl için iyi bir öğrenme zemini oluştururlar" diye açıklamalarda bulundular. Uzmanlar, öğrencilerin yaz tatilini en etkin ve en verimli şekilde nasıl değerlendirecekleri konusunda tavsiyeler de bulanarak, “Aileler çocuklara karne ile ilgili olumsuz düşüncelerden söz etmemeli ve okul tatil olunca çocuk aniden boşluk yaşar. Yaz programı için çocuğun da görüşü alınmalı ve birlikte karar verilmeli. Çocuk, 'yaz aylarında yük oluyorum' duygusunu yaşamamalı. Yazın aile içi iletişim güçlendirilmeli. Yaz ödevleri sık sık gündeme gelmemeli. Karne başka çocukların karnesiyle karşılaştırılmamalı. Bu yaptığın emeklerimi boşa çıkardı şeklinde cümleler kullanılmamalı. Çocuğun fiziksel ve ruhsal gücünü aşan bir faaliyet olmamalı. Çocuğa başarı korkusu yaşatılmamalı. Karne, herhangi bir şeye sahip olma aracı olmamalı. 'Rahat et; bol bol uyu; çok yüz' demek yerine yaşam planı yapılmalı” diye konuştular.
Uzmanlar, “En verimli tatil şu şekilde geçirilir diye kesin bir hüküm konulamaz; çünkü bireysel farklılıklar mutlaka olacaktır. Bu nedenle, her öğrenci kendi durumuna göre bir çalışma stratejisi belirlemelidir. Günün, haftanın ve tatilin sonunda ulaşılması düşünülen yeni hedefler belirlenmelidir. Bu hedefler öğrencinin çalışma isteğini kamçılayacak nitelikte olmalıdır. Hayali ve gerçekleşmesi imkansız hedefler, belli bir süre sonra öğrencinin ümidinin kırılmasına ve çalışma isteğinin azalmasına neden olabilir. Bu dönem içinde uygulanabilecek 4 temel strateji vardır. Her öğrenci kendi durumunu gözden geçirip buna göre bu uygulamalardan birini yapmalıdır. İnsan öğrendiklerinin yüzde 75’ini bir hafta içerisinde, yüzde 66’sını bir gün içerisinde, yüzde 54’ünü de bir saat içerisinde unutur. Unutmayı önlemenin en iyi yolu yapılan tekrarlardır. Özellikle geçmiş konulardan çok fazla hatası çıkan öğrenciler genel tekrara ağırlık vermelidir. Konu eksiği fazla olan, konuları sınava kadar yetiştirememe korkusu yaşayan öğrenciler, tatilde önceliği eksik konularını tamamlamaya ayırmalıdır. Çünkü, eksik bilgilerin üzerine yapılan öğrenme verimli sonuçlar vermez, yeni bilgilerin tam ve bilinçli olarak öğrenilmesini engeller. Örneğin öğrencinin matematikten çok fazla eksiği varsa, öğrenci tatil döneminde bu derslere daha fazla vakit ayırarak bu zayıflığını gidermelidir. Konu eksikleri olmayan ve çalıştığı konulardan çok az soru kaçıran öğrenciler yeni konulara çalışmalıdırlar. Öğrenciler için tatil, kendilerini geliştirmek için de çok iyi fırsattır. Bireyin kendini geliştirmesini sağlayacak en önemli etkinlik kitap okumaktır. Öğrenciler tatil boyunca bol bol kitap okuyacak vakte sahip olurlar. Kitap okumaya karşı ilgisi olmayan öğrencilerin kalıcı başarıları yakalaması çok zordur. Ayrıca tatilde kitap okumaya başlamak böyle bir alışkanlığa sahip olmayan öğrenciler için bu alışkanlığı kazanmaları, kitap okumanın keyfini yaşamaları açısından bulunmaz bir fırsattır. Bundan dolayı kitap okumak, iyi bir tatil programının olmazsa olmazlarındandır.
Uzmanlar anne ve babalara da önerilirde bulunarak, “Öncelikle çocuğun düşük not almasının nedenlerini birlikte tartışarak çözümler üzerinde odaklanılmalıdır. Aile içerisinde yapılabilecek toplantılarda çocuğun da bu karar içerisinde yer almasını sağlayarak sorumluluk bilincinin gelişmesine katkıda bulunulabilir. Okul zamanında belli rutinlere alışmış çocuklar için, tatil zamanları kimi zaman yapacak bir şeyin bulunamadığı, sıkıcı geçen boş zamanlar halini alabilir. Tatilin başlangıcında görülen heyecan, heves geçmeye başlayınca, yeni uğraş ve aktivitelerle çocuğun vaktini eğlendirici ve eğitici geçirmesine yardımcı olunmalıdır. Ara dönem ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte vakit geçirmeleri için çok iyi bir fırsattır. Bu zaman diliminde mümkün olduğu kadar birlikte zaman geçirilmeli, tatil birbirlerini daha iyi tanımak, anlamak ve birbirlerinin arkadaşlığından zevk almak için değerlendirilmelidir.
Çocuğun dönem boyunca sergilediği performans diğer çocuklarla karşılaştırılıp kıyaslanmamalıdır. Yetenek, ilgi ve beceri olarak bakıldığında her çocuğun kendine özgü özellikleri olduğu unutulmamalıdır. Çocuğu önümüzdeki seneye motive etmek için kaygı ve tehdit yolu kullanılmamalıdır. ‘Sen bu gidişle önümüzdeki sene sınıfta kalırsın; bu kadar çalışmayla başarılı olamazsın’ türündeki ifadeler kaygıyı arttırır, çocuğun özgüvenini azaltır. Çocuk, her şeye rağmen, koşulsuz sevildiğini ve ona güvenildiğini hissetmelidir” diye açıklamalarda bulundular.
Ali YEŞİLDİREK
Ali Mumcu İlköğretim Okulu Müdürü'nden Karne Uyarısı
Ali Mumcu İlköğretim Okulu Müdürü, velileri, ''kötü karne'' getiren çocuklarını suçlamamaları konusunda uyardı.
Çocukların tatilde ders çalışmaları için zorlanmaması gerektiğini vurgulayan AVŞAR, öğretmenlerden de tatil için fazla ödev vermemelerini istedi.
AVŞAR, yaptığı açıklamada, öğrencilerin yarın karne alacağını anımsatarak, velilere ve öğretmenlere bazı uyarı ve önerilerde bulundu.
AVŞAR, karnenin çocuğun yeterliliği ve kişiliğini gösteren bir belge olmaktan çok, çocuğun okulla ilgili alması gereken sorumlulukları alıp almadığı, okul konusunda yapması gereken görevleri yerine getirip getirmediği, arkadaş ve aile ilişkileri gibi konularda velilere ipuçları verdiğini belirtti.
Karne notlarıyla çocuğu yargılamanın, telafisi mümkün olmayan yaralar açabileceğine dikkati çeken Balta, velilere şu uyarı ve önerilerde bulundu:
- Kötü karne getiren çocuğunuza asla bağırmayın, suçlamayın. Onu tehdit etmeyin, bağırma, dövme ve cezalandırma gibi onur kırıcı davranışlardan kesinlikle uzak durun,
- Başarı ve başarısızlık durumunda heyecanınızı fazla dışa vurmayın,
- Öncelikle karnede gördüğünüz iyi notlar üzerinde durum ve memnuniyetinizi dile getirin. Kırık notlara ilişkin ifadelerinizi özenle seçin,
- Kesinlikle kıyaslama yapmayın. Arkadaşının karnesinin daha başarılı olduğunu söyleyip arkadaşıyla kıyaslama yapmak son derece yanlıştır. Bunun yerine bir sonraki dönem düzeltme fırsatı olduğunu söyleyin,
- Çocuğunuzu tatilde ders çalışması için zorlamayın, fakat kesinlikle ilgisiz de kalmayın. Birlikte yapabileceğiniz etkinlikler planlayıp uygulayın,
- Çocuk ilköğretim 1. sınıfa gidiyorsa okuma-yazma, matematik gibi yeni öğrenmeye başladığı konuları ara verildiğinde unutabilir. Zaman zaman bunların tekrar edilmesinde fayda vardır,
- Çocuğunuzun televizyonu çok izlemesine, bilgisayarda saatlerce oynamasına ve internette sürekli vakit geçirmesine izin vermeyin. Yerine alternatif etkinlikler bulun.
Öğretmenlerin de öğrencilere tatil için fazla ödev vermemelerini isteyen AVŞAR, öğrencilerin tatilde öncelikle dinlenmelerini, aileleriyle birlikte sosyal ve kültürel etkinliklere katılmalarını ve bol bol okumalarını önerdi.
89 günlük yaz tatilini iyi değerlendirmenin ipuçları
Tekrar et, unutma!
İlköğretim ve lise öğrencileri, uzun yaz tatilinde dinlenme ve eğlencenin yanı sıra ders eksikliklerini de giderebilecekler. Uzmanlar, yaz tatilini en yararlı biçimde kullanmaları için öğrencilere önerilerde bulundular.
Bu yıl ilk kez karne tatili cuma yerine salı günü başladı. 183 gün okula giden toplam 13 milyon 900 bin öğrenci, 89 günlük uzun yaz tatilinde gönüllerince eğlenmeyi planlıyor. Ancak, her öğrencinin karnesi aynı değil. Kimi sınıf tekrarı yapacak, kimi başarısız olduğu derslerin bütünleme sınavına girecek. Bu eğitim-öğretim dönemini iyi bir karneyle kapatan öğrencilerin, tatili verimli ve etkin kullanmaları bir sonraki sene için çok önemli. Tatilde eğlenmek ve dinlenmek çok önemli; ancak, derslerle ilgilenmek de gerekiyor.
Son birkaç yıldır tatilde öğrenciye ödev verilip verilmemesi konusu tartışılıyor. Bu konu bin netliğe kavuşmadı. Fakat uzmanlar, tatilde ders çalışılması gerektiğinin altını çiziyorlar.
Eksik bilgi edinmeyin
Uzmanlara göre, öğrendiklerimizin yüzde 80'ini bir gün sonra unutuyoruz. Sürekli öğrendikçe sürekli unutuyoruz. Oysa her öğrenme bir önceki üzerine inşa ediliyor. Eksik bilgilerin üzerine yapılan öğrenme ise verimli sonuçlar vermiyor. Kötü zemine inşa edilmiş bir binanın ayakta duramaması gibi, eski bilgilerde eksikler olması da yeni bilgilerin tam ve bilinçli olarak öğrenilmesini engelliyor. Bu durum öğrenciler için büyük bir sorun. Çünkü, sınavlarda başarılı olabilmek için öğrenilen bilgilerin unutulmaması gerekiyor. Unutmamanın tek yolu ise tekrar etmek.
Uğur Kariyer Merkezi Danışmanı, Rehber Öğretmen Turgay Polat, tekrar çalışmalarının en iyi yapılacağı zaman diliminin 'tatil' olduğunu söylüyor. Polat, "Yaz tatilini iyi değerlendirip konuları tekrar etmiş olanlar, bir sonraki yıl için iyi bir öğrenme zemini oluştururlar" diyor. Rehber öğretmen Turgay Polat, öğrencilerin yaz tatilini en etkin ve en verimli şekilde nasıl değerlendirecekleri konusunda tavsiyeler de verdi.
Psikolog tavsiyeleri
Aileler çocuklara karne ile ilgili olumsuz düşüncelerden söz etmemeli.
Okul tatil olunca çocuk aniden boşluk yaşar. Yaz programı için çocuğun da görüşü alınmalı ve birlikte karar verilmeli.
Çocuk, 'yaz aylarında yük oluyorum' duygusunu yaşamamalı.
Yazın aile içi iletişim güçlendirilmeli.
Yaz ödevleri sık sık gündeme gelmemeli.
Karne başka çocukların karnesiyle karşılaştırılmamalı.
Bu yaptığın emeklerimi boşa çıkardı şeklinde cümleler kullanılmamalı.
Çocuğun fiziksel ve ruhsal gücünü aşan bir faaliyet olmamalı.
Çocuğa başarı korkusu yaşatılmamalı.
Karne, herhangi bir şeye sahip olma aracı olmamalı.
'Rahat et; bol bol uyu; çok yüz' demek yerine yaşam planı yapılmalı.
Tatilde Ders Çalışma
""En verimli tatil şu şekilde geçirilir"" diye kesin bir hüküm konulamaz; çünkü bireysel farklılıklar mutlaka olacaktır. Bu nedenle, her öğrenci kendi durumuna göre bir çalışma stratejisi belirlemelidir. Günün, haftanın ve tatilin sonunda ulaşılması düşünülen yeni hedefler belirlenmelidir. Bu hedefler öğrencinin çalışma isteğini kamçılayacak nitelikte olmalıdır. Hayali ve gerçekleşmesi imkansız hedefler, belli bir süre sonra öğrencinin ümidinin kırılmasına ve çalışma isteğinin azalmasına neden olabilir. Bu dönem içinde uygulanabilecek 4 temel strateji vardır. Her öğrenci kendi durumunu gözden geçirip buna göre bu uygulamalardan birini yapmalıdır.
1. Konu tekrarı yapmak: İnsan öğrendiklerinin % 75’ini bir hafta içerisinde, % 66’sını bir gün içerisinde, % 54’ünü de bir saat içerisinde unutur. Unutmayı önlemenin en iyi yolu yapılan tekrarlardır. Özellikle geçmiş konulardan çok fazla hatası çıkan öğrenciler genel tekrara ağırlık vermelidir.
2. Eksik kalan konuları tamamlamak: Konu eksiği fazla olan, konuları sınava kadar yetiştirememe korkusu yaşayan öğrenciler, tatilde önceliği eksik konularını tamamlamaya ayırmalıdır. Çünkü, eksik bilgilerin üzerine yapılan öğrenme verimli sonuçlar vermez, yeni bilgilerin tam ve bilinçli olarak öğrenilmesini engeller.
3. Çalışılmış olunmasına rağmen zayıf hissedilen derslere ya da konulara yoğunlaşmak: Örneğin öğrencinin matematikten çok fazla eksiği varsa, öğrenci tatil döneminde bu derslere daha fazla vakit ayırarak bu zayıflığını gidermelidir.
4. Yeni konular çalışmak: Konu eksikleri olmayan ve çalıştığı konulardan çok az soru kaçıran öğrenciler bu stratejiyi kullanabilirler.
KİTAP OKUMA
Öğrenciler için tatil, kendilerini geliştirmek için de çok iyi fırsattır. Bireyin kendini geliştirmesini sağlayacak en önemli etkinlik kitap okumaktır. Öğrenciler tatil boyunca bol bol kitap okuyacak vakte sahip olurlar. Kitap okumaya karşı ilgisi olmayan öğrencilerin kalıcı başarıları yakalaması çok zordur. Ayrıca tatilde kitap okumaya başlamak böyle bir alışkanlığa sahip olmayan öğrenciler için bu alışkanlığı kazanmaları, kitap okumanın keyfini yaşamaları açısından bulunmaz bir fırsattır. Bundan dolayı kitap okumak, iyi bir tatil programının olmazsa olmazlarındandır.
Peki tatil demek yoğunluklu olarak ders çalışmak, tekrar yapmak ve kitap okumak mı demek?
Tabii ki hayır. Senenin yorgunluğunun atılması, bedenin ve zihnin dinlenmesi ve rahatlaması da gerekir. Zaten okul olmadığından bunlara ayıracak bol bol vakit olacaktır. Bundan dolayı hazırlanılacak tatil programına zevk alınacak bir takım aktiviteleri de eklemek önemlidir.
Bu aktiviteler;
Sevilen ve zararsız televizyon programlarının izlenmesi,
Yaz okuluna gidilmesi,
Yakınların ziyareti,
Arkadaşlarla bir araya gelip ortak bir takım aktiviteler yapılması,
Hobilere daha çok zaman ayrılması şeklinde olabilir. Ancak, tüm bunları yaparken ölçülü olmak, ipin ucunu kaçırmamak da önemlidir.
Tatilde öğrencinin sağlığına da dikkat etmesi oldukça önemlidir. Tatil boyunca alınan besinlere dikkat etmek, öğünleri düzenli ve zamanında yemek, kalkış ve yatış saatlerinin düzenli olmasına çalışmak ve riskli aktivitelerden sakınmak sağlık için oldukça önemlidir.
Anne Babalara Öneriler
Öncelikle çocuğun düşük not almasının nedenlerini birlikte tartışarak çözümler üzerinde odaklaşılmalıdır. Aile içerisinde yapılabilecek toplantılarda çocuğun da bu karar içerisinde yer almasını sağlayarak sorumluluk bilincinin gelişmesine katkıda bulunulabilir.
Okul zamanında belli rutinlere (kalkış saati, çalışma saati vb.) alışmış çocuklar için, tatil zamanları kimi zaman yapacak bir şeyin bulunamadığı, sıkıcı geçen ""boş zamanlar"" halini alabilir. Tatilin başlangıcında görülen heyecan, heves geçmeye başlayınca, yeni uğraş ve aktivitelerle çocuğun vaktini eğlendirici ve eğitici geçirmesine yardımcı olunmalıdır.
Ara dönem ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte vakit geçirmeleri için çok iyi bir fırsattır. Bu zaman diliminde mümkün olduğu kadar birlikte zaman geçirilmeli, tatil birbirlerini daha iyi tanımak, anlamak ve birbirlerinin arkadaşlığından zevk almak için değerlendirilmelidir.
Çocuğun dönem boyunca sergilediği performans diğer çocuklarla karşılaştırılıp kıyaslanmamalıdır. Yetenek, ilgi ve beceri olarak bakıldığında her çocuğun kendine özgü özellikleri olduğu unutulmamalıdır.
Çocuğu önümüzdeki seneye motive etmek için kaygı ve tehdit yolu kullanılmamalıdır. ""Sen bu gidişle önümüzdeki sene sınıfta kalırsın; bu kadar çalışmayla başarılı olamazsın"" türündeki ifadeler kaygıyı arttırır, çocuğun özgüvenini azaltır.
Çocuk, her şeye rağmen, koşulsuz sevildiğini ve ona güvenildiğini hissetmelidir.
Ali YEŞİLDİREK
Yaz Tatilinde Neler Yapılmalı
2007-2008 eğitim ve öğretim dönemi bugün karnelerin dağıtılması ile sona erdi. 3 aylık yaz tatiline başlayacak olan öğrenciler 8 Eylül 2008’de yeni eğitim sezonuna başlayacaklar.
17 Eylül 2007 tarihinde startı verilen 2007-2008 eğitim ve öğretim yılı 14 Haziran 2008 tarihinde sona erdi. Bugün tüm okullarda düzenlenecek olan karne dağıtım töreni ile bir eğitim ve öğretim yılını daha sonlandıran binlerce öğrenci yaz tatiline başlamanın sevincini yaşıyor. Öte yandan 2008-2009 eğitim ve öğretim yılının başlangıcının da Milli Eğitim bakanlığı tarafından bir hafta öne alındığı bildirildi. Yapılan açıklamada 2008-2009 eğitim ve öğretim yılının 8 Eylül 2008 tarihinde başlayacağı bildirildi.
Uzmanlar, yaz tatilini en yararlı biçimde kullanmaları için öğrencilere önerilerde bulunurken, yaz tatilinin iyi bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini kaydettiler. Son birkaç yıldır tatilde öğrenciye ödev verilip verilmemesi konusu tartışılıyor. Fakat uzmanlar, tatilde ders çalışılması gerektiğinin altını çiziyorlar.
Yaz tatili ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan uzmanlar, “Öğrendiklerimizin yüzde 80'ini bir gün sonra unutuyoruz. Sürekli öğrendikçe sürekli unutuyoruz. Oysa her öğrenme bir önceki üzerine inşa ediliyor. Eksik bilgilerin üzerine yapılan öğrenme ise verimli sonuçlar vermiyor. Kötü zemine inşa edilmiş bir binanın ayakta duramaması gibi, eski bilgilerde eksikler olması da yeni bilgilerin tam ve bilinçli olarak öğrenilmesini engelliyor. Bu durum öğrenciler için büyük bir sorun. Çünkü, sınavlarda başarılı olabilmek için öğrenilen bilgilerin unutulmaması gerekiyor. Unutmamanın tek yolu ise tekrar etmek” şeklinde açıklamalarda bulundular.
Uzmanlar, tekrar çalışmalarının en iyi yapılacağı zaman diliminin tatillerin olduğunu söyleyerek, "Yaz tatilini iyi değerlendirip konuları tekrar etmiş olanlar, bir sonraki yıl için iyi bir öğrenme zemini oluştururlar" diye açıklamalarda bulundular. Uzmanlar, öğrencilerin yaz tatilini en etkin ve en verimli şekilde nasıl değerlendirecekleri konusunda tavsiyeler de bulanarak, “Aileler çocuklara karne ile ilgili olumsuz düşüncelerden söz etmemeli ve okul tatil olunca çocuk aniden boşluk yaşar. Yaz programı için çocuğun da görüşü alınmalı ve birlikte karar verilmeli. Çocuk, 'yaz aylarında yük oluyorum' duygusunu yaşamamalı. Yazın aile içi iletişim güçlendirilmeli. Yaz ödevleri sık sık gündeme gelmemeli. Karne başka çocukların karnesiyle karşılaştırılmamalı. Bu yaptığın emeklerimi boşa çıkardı şeklinde cümleler kullanılmamalı. Çocuğun fiziksel ve ruhsal gücünü aşan bir faaliyet olmamalı. Çocuğa başarı korkusu yaşatılmamalı. Karne, herhangi bir şeye sahip olma aracı olmamalı. 'Rahat et; bol bol uyu; çok yüz' demek yerine yaşam planı yapılmalı” diye konuştular.
Uzmanlar, “En verimli tatil şu şekilde geçirilir diye kesin bir hüküm konulamaz; çünkü bireysel farklılıklar mutlaka olacaktır. Bu nedenle, her öğrenci kendi durumuna göre bir çalışma stratejisi belirlemelidir. Günün, haftanın ve tatilin sonunda ulaşılması düşünülen yeni hedefler belirlenmelidir. Bu hedefler öğrencinin çalışma isteğini kamçılayacak nitelikte olmalıdır. Hayali ve gerçekleşmesi imkansız hedefler, belli bir süre sonra öğrencinin ümidinin kırılmasına ve çalışma isteğinin azalmasına neden olabilir. Bu dönem içinde uygulanabilecek 4 temel strateji vardır. Her öğrenci kendi durumunu gözden geçirip buna göre bu uygulamalardan birini yapmalıdır. İnsan öğrendiklerinin yüzde 75’ini bir hafta içerisinde, yüzde 66’sını bir gün içerisinde, yüzde 54’ünü de bir saat içerisinde unutur. Unutmayı önlemenin en iyi yolu yapılan tekrarlardır. Özellikle geçmiş konulardan çok fazla hatası çıkan öğrenciler genel tekrara ağırlık vermelidir. Konu eksiği fazla olan, konuları sınava kadar yetiştirememe korkusu yaşayan öğrenciler, tatilde önceliği eksik konularını tamamlamaya ayırmalıdır. Çünkü, eksik bilgilerin üzerine yapılan öğrenme verimli sonuçlar vermez, yeni bilgilerin tam ve bilinçli olarak öğrenilmesini engeller. Örneğin öğrencinin matematikten çok fazla eksiği varsa, öğrenci tatil döneminde bu derslere daha fazla vakit ayırarak bu zayıflığını gidermelidir. Konu eksikleri olmayan ve çalıştığı konulardan çok az soru kaçıran öğrenciler yeni konulara çalışmalıdırlar. Öğrenciler için tatil, kendilerini geliştirmek için de çok iyi fırsattır. Bireyin kendini geliştirmesini sağlayacak en önemli etkinlik kitap okumaktır. Öğrenciler tatil boyunca bol bol kitap okuyacak vakte sahip olurlar. Kitap okumaya karşı ilgisi olmayan öğrencilerin kalıcı başarıları yakalaması çok zordur. Ayrıca tatilde kitap okumaya başlamak böyle bir alışkanlığa sahip olmayan öğrenciler için bu alışkanlığı kazanmaları, kitap okumanın keyfini yaşamaları açısından bulunmaz bir fırsattır. Bundan dolayı kitap okumak, iyi bir tatil programının olmazsa olmazlarındandır.
Uzmanlar anne ve babalara da önerilirde bulunarak, “Öncelikle çocuğun düşük not almasının nedenlerini birlikte tartışarak çözümler üzerinde odaklanılmalıdır. Aile içerisinde yapılabilecek toplantılarda çocuğun da bu karar içerisinde yer almasını sağlayarak sorumluluk bilincinin gelişmesine katkıda bulunulabilir. Okul zamanında belli rutinlere alışmış çocuklar için, tatil zamanları kimi zaman yapacak bir şeyin bulunamadığı, sıkıcı geçen boş zamanlar halini alabilir. Tatilin başlangıcında görülen heyecan, heves geçmeye başlayınca, yeni uğraş ve aktivitelerle çocuğun vaktini eğlendirici ve eğitici geçirmesine yardımcı olunmalıdır. Ara dönem ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte vakit geçirmeleri için çok iyi bir fırsattır. Bu zaman diliminde mümkün olduğu kadar birlikte zaman geçirilmeli, tatil birbirlerini daha iyi tanımak, anlamak ve birbirlerinin arkadaşlığından zevk almak için değerlendirilmelidir.
Çocuğun dönem boyunca sergilediği performans diğer çocuklarla karşılaştırılıp kıyaslanmamalıdır. Yetenek, ilgi ve beceri olarak bakıldığında her çocuğun kendine özgü özellikleri olduğu unutulmamalıdır. Çocuğu önümüzdeki seneye motive etmek için kaygı ve tehdit yolu kullanılmamalıdır. ‘Sen bu gidişle önümüzdeki sene sınıfta kalırsın; bu kadar çalışmayla başarılı olamazsın’ türündeki ifadeler kaygıyı arttırır, çocuğun özgüvenini azaltır. Çocuk, her şeye rağmen, koşulsuz sevildiğini ve ona güvenildiğini hissetmelidir” diye açıklamalarda bulundular.
Ali YEŞİLDİREK
Ali Mumcu İlköğretim Okulu Müdürü'nden Karne Uyarısı
Ali Mumcu İlköğretim Okulu Müdürü, velileri, ''kötü karne'' getiren çocuklarını suçlamamaları konusunda uyardı.
Çocukların tatilde ders çalışmaları için zorlanmaması gerektiğini vurgulayan AVŞAR, öğretmenlerden de tatil için fazla ödev vermemelerini istedi.
AVŞAR, yaptığı açıklamada, öğrencilerin yarın karne alacağını anımsatarak, velilere ve öğretmenlere bazı uyarı ve önerilerde bulundu.
AVŞAR, karnenin çocuğun yeterliliği ve kişiliğini gösteren bir belge olmaktan çok, çocuğun okulla ilgili alması gereken sorumlulukları alıp almadığı, okul konusunda yapması gereken görevleri yerine getirip getirmediği, arkadaş ve aile ilişkileri gibi konularda velilere ipuçları verdiğini belirtti.
Karne notlarıyla çocuğu yargılamanın, telafisi mümkün olmayan yaralar açabileceğine dikkati çeken Balta, velilere şu uyarı ve önerilerde bulundu:
- Kötü karne getiren çocuğunuza asla bağırmayın, suçlamayın. Onu tehdit etmeyin, bağırma, dövme ve cezalandırma gibi onur kırıcı davranışlardan kesinlikle uzak durun,
- Başarı ve başarısızlık durumunda heyecanınızı fazla dışa vurmayın,
- Öncelikle karnede gördüğünüz iyi notlar üzerinde durum ve memnuniyetinizi dile getirin. Kırık notlara ilişkin ifadelerinizi özenle seçin,
- Kesinlikle kıyaslama yapmayın. Arkadaşının karnesinin daha başarılı olduğunu söyleyip arkadaşıyla kıyaslama yapmak son derece yanlıştır. Bunun yerine bir sonraki dönem düzeltme fırsatı olduğunu söyleyin,
- Çocuğunuzu tatilde ders çalışması için zorlamayın, fakat kesinlikle ilgisiz de kalmayın. Birlikte yapabileceğiniz etkinlikler planlayıp uygulayın,
- Çocuk ilköğretim 1. sınıfa gidiyorsa okuma-yazma, matematik gibi yeni öğrenmeye başladığı konuları ara verildiğinde unutabilir. Zaman zaman bunların tekrar edilmesinde fayda vardır,
- Çocuğunuzun televizyonu çok izlemesine, bilgisayarda saatlerce oynamasına ve internette sürekli vakit geçirmesine izin vermeyin. Yerine alternatif etkinlikler bulun.
Öğretmenlerin de öğrencilere tatil için fazla ödev vermemelerini isteyen AVŞAR, öğrencilerin tatilde öncelikle dinlenmelerini, aileleriyle birlikte sosyal ve kültürel etkinliklere katılmalarını ve bol bol okumalarını önerdi.
DERS ÇALIŞMANIN PÜF NOKTALARI
Enerjiyi azaltması ve uyku mesajı vermesi nedeniyle koltuk ve kanepelerde ders çalışmaktan kaçınılması öneriliyor.
Özellikle sevilmeyen ve çok dikkat dağıtan derslere öncelik verilmesi gerekiyor. Enerjinin önemli bir kısmının sevilen ve uzun zaman alan derslere verilmesi başarıyı azaltıyor. Konya’da kurulu Merkez Eğitim Gen Dershanesi tarafından öğrencilere yönelik hazırlanan "Verimli Ders Çalışma" kitapçığında, etkili ders çalışma üzerine bilgiler veriliyor. Kitaba göre, öğrenci ders çalışmaya başlamadan önce yapacağı işi mutlaka anlamlandırması gerekiyor. Öğrencinin kendisine “bu iş benim için neden önemlidir” gibi sorular sorarak, çalışma sonucunda elde edeceği yararları bir listeye dönüştürmesi isteniyor. Daha sonra öğrencinin kendisine bir amaç belirlemesinin önerildiği kitapta, "üniversiteyi kazanacağım" gibi hedeflenen amacın çevreyle paylaşılması gerektiği belirtiliyor. Böylece öğrenci kendi kendine ve çevresine bunu başarmak için söz vermiş oluyor. Özellikle sevilmeyen ve çok dikkat dağıtan derslere öncelik verilmesi gerekiyor.
Enerjinin önemli bir kısmının sevilen ve uzun zaman alan derslere verilmesi başarıyı azaltıyor. MEKANLAR DA ÖNEMLİ Kitapçığa göre ders çalışılırken seçilen mekanlar da büyük önem taşıyor. Enerjiyi azaltması ve uyku mesajı vermesi nedeniyle koltuk ve kanepe gibi yumuşak yerler çok tehlikeli olarak gösteriliyor ve buralarda ders çalışmaktan kaçınılması isteniyor. Ders çalışılan yerde telefonun kesinlikle bulunmaması ve özellikle arkadaşlarından gelen dersten uzaklaştırıcı tekliflere "hayır" demenin alışkanlık haline getirilmesi gerekiyor. Kitapçıkta telefon, "işe engel güçlü bir dikkat dağıtıcı" olarak nitelendirilirken, ders sırasında dışardan gelen teklifler “zaman öldürücü” olarak gösteriliyor.
BAŞARI ve MOTİVASYON
Basari deyince hepimizin aklina bir tanim gelir. Basari, üzerinde en çok tanim yapilabilen ender kelimelerden biridir, belki de... Sevgi gibi, ask gibi. Laiklik gibi, demokrasi gibi. Ama kesin olan ve bütün tanimlarda ortak bir nokta vardir ki, basari; mutluluk vericidir. Ve herkes bireyler basarmak ister. Itanry David Thoreu bir yerde söyle demektedir;
“Insanlar basarmak için dogarlar, basarisizlik için degil.”
Peki sizce basarinin kaynagi nedir?! Yoksa basarilar birer sanstan baska bir sey degil midir. Earl wilson da öyle diyor! “Basari mi dedin? Basari tamamiyla sansa baglidir! Inanmazsan basarisiz insana sor.”
Basari ve Inanç
Süphesiz ki, dini ya da diger bir takim inançlarin da basariya etkisi vardir. Fakat biz burada kisinin basarabilecegine olan inancindan baska bir ifadeyle kendine olan inancindan bahsedecegiz. Çogunluk basariya inancin basarinin yarisi oldugunu söyler. Bence basariya inanç, basarinin yarisindan daha fazladir.
Basarabilecegine inan kisi; fikirler üretir mazeret degil. Çözümler sunar, problem degil. Nasil yapacagini düsünür, niçin yapamayacagini degil. O sartlarin olusmasini beklemez, sartlari olusturmaya çalisir. Firsatlari engel gibi degil, engelleri firsat gibi görür. O bardagin dolu kismini görür, bos kismini degil. Bir köpegin lesine degil, güzel dislerine bakar. Onun için her sey bir sey ifade eder. O tereddüt çamuruna batmaz, girisimcidir. C. Link’in dedigi gibi;
“Kendini yetersiz gören insan tereddüt içinde beklerken, girisimci insan hata yapmaktan korkmadigindan daha üstün hale gelir.”
Hokuz Pokuz!...
Tabii ki, kuru bir inanç basarili olmak için yeterli degildir. Dil, “Ben yapabilirim.” Derken içinizden bir ses “Hadi canim sen de!” dememelidir. Insan her seyiyle basarabilecegine inanmalidir.
Ayrica inanmak bir sihirli degnek degildir. Inanmak, bir kivilcim; bir ateslemedir. Uzaya firlatilmak üzere bir roket düsünün. Onu firlatmak için önce roketi ateslemelisiniz. Sadece ateslemekle roketi uçuramazsiniz, ama ateslemeden de uçuramazsiniz. Tabii ki, roketin uçmasini saglayan diger pek çok sistemler toplulugu vardir. Fakat bu sistemleri roketi ateslemeden çalistiramazsiniz. Veya bir arabayi yürütmeniz için kontagi çevirmeli ve motoru ateslemelisiniz. Iste inanç da harekete geçmeniz için sizi atesleyen bir kivilcimdir. “Evet, basarmak için inanmalisiniz.”
Vazgeçmeme ve Inanç
Yurtdisinda, alanlarinda üstün basariyi yakalamis insanlarla yapilan bir arastirmaya göre; bu basarilarinin altinda yatan en büyük etkenin “vazgeçmemeleri” oldugu tespit edilmistir. Evet basarisizliklardan yilmama ve vazgeçmeme. Aynen sular gibi...”Mermeri delen suyun gücü degil devamliligidir.”
Peki biz nelerden vazgeçmeyiz ya da vazgeçmememizin altinda ne yatar?! “Kendini adamak” evet, vazgeçmemenin altinda kendini adamak yatmaktadir. Eger bir insan kendini herhangi bir ise adamissa, her seyiyle o ise endekslesecek ve bütün yetenekleriyle o ise konsantre olacaktir. Dolayisiyla vazgeçmeyecektir, çünkü o her seyiyle kendini adamis ve yolunun kara sevdalisi olmustur.
Peki öyleyse tekrar soruyorum. Hangimiz inanmadigimiz bir ise, bir amaca, bir hedefe ya da bir davaya kendini adar!? “Aslinda ben terfi edebilecek birisi degilim, ama!, Pazar payimizi genisletmek çok zor ama neyse!, Aslinda ben, iyi bir yönetici ya da basarili bir is adami olamam! Dershaneye gidiyorum ama üniversiteyi kazanacagimi sanmiyorum!” gibi inancin olmadigi cümleleri sarf ederek hedeflerinize konsantre olabilir misiniz?! Böylesi düsünceler sizi harekete geçirebilir mi?!
Öyleyse vazgeçmemek için inanmalisiniz, kendinizi adayabilmeniz için inanmalisiniz ve kisaca; basarmak için inanmalisiniz!...